Tekerleğin İcadı
- Çocuklar için hazırlanmış olan bu program şimdi olsa gene zevkle seyredeceğim bir başyapıttı. Tekerleğin icadından başlayarak otomobillerin gelişimi ve trafik kurallarını içeren bu program tamamıyle çizgi içerikliydi. Tekerleğin icadında mağara adamının biri elindeki kayayı böyle bayır aşşaa sallıyodu, sonra kaya başka bir mağara adamının kafasına düşüp tam kafa ve taşın teğet olduğu nokta deliniyodu. Orda adamın kafasından yukarı doğru kırmızı bi şişlik yükseliyodu ve işte böylece tekerlek bulunmuş olunuyodu falan. Sonra bi de trafik olayında çocuğun biri bisikletle geziyodu ve programı sunan polis kadın "Bisikletinizin frenleri bir taş kadar sert olmalıdır" diyodu. Bisikletli çocuk köpeğin birinin yanına kadar gelip zınk! diye duruyodu, köpek de hiçbişi olmamış gib kaşınıyodu. Oysa ben yıllarca bisiklet tekerleğinin köpeğin kuyruğunu ezdiğini savundum ama kulak asan olmadı. Sonra bi de "bisiklet tepesinde akrobatik hareketler yapmamalıyız" biçimide bir bölüm vardı ve çocuk o zamana kadar akla hayale getirmediğim şekiller yapıyordu. Tabi olayın sonu ağaç dalına çarpış ve elmalarla buluşma... Filmin en güzel yeri ne yazık ki sonuydu. Orda bir trafik kazası vardı. Nasıl hatırlamıyom arabanın biri bir adama çarpıyordu ve hop film duruyordu. Çarpan adamın arabanın içindeki hiyaa biçimindeki kalışı çok komikti. Sonra o donmuş resmin önüne bizim polis abla gelip çarpılan adamı bu resmin dışına çıkarıp işaret parmağıyla hmmm yapıyor, "... ve hiç kimse bunu BİR FİLM KARESİNİ DURDURUR GİBİ DURDURAMAZ." diyordu. Off ne sondu yaa.
- Ahh nası unutulur o program. Bi iki şey daha var ek olarak aklıma gelen. Yolun ortasında basket oynayan bi eleman vardı, böle dili dışarda eblek bi tip, tam potaya çekecek şutunu, hoop arabanın biri çarpıp düğün bebeği gibi oturtuyo kaportanın üstüne, herif de salak salak etrafa bakıyo top hala elinde. Aslında suç adamda değil, yolun ortasına pota yapan zihniyette. Bi de karanlıkta sürücülerin görebilmesi için ne giymemiz gerektiğini anlatan kısmı vardı. Böle giydirtmişler adamın birine açık renk kıyafetler ayakkabı felan, zifiri karanlıkta parıl parıl parlardı. Kıyafet falan neyse de, bi de fener taşıyın elinizde derdi. Çüş yani. Neyse ya, bazı eksikliklerine rağmen şahane bi yapımdı. Defalarca verilirdi, her seferinde huşu içinde seyrederdim.
- Frenli kısım ööle diildi. Aynen yazıyorum: Gidonun tutucak yeri yaklaşık sele ile aynı hizada olmalıdır. Önde bir far, arkada ise kırmızı ışıldak olmalıdır. Vee tabii ön ve arka frenleriniz sapasağlam olmalıdır. Bunlar olması gerekenler; bir de olmaması gerekenler var ki...
- tam bu sırada kesikli bir çizgi önce gidona, sonra seleye teğet geçerdi.