Küçük Hanım dizisi orta okulda ikmale kaldığım bir dönemin yazına rastlar. Bu hezeyanlı dönemimde bana yarenlik etmiş, Köle İsaura'nın aksine prime time da değil, sabah 10.30'da ekranın karşısına kurulmamı sağlamıştır.
Küçük Hanım dizisinde başrolde ki kadının adı Luciano Santos'dur ve memleketinde azize tadında biri olarak kabul edilir. Bunun sebebini, bir gözünün kör olmasıdır, diye açıklıyordu Milliyet'in bi dönem verdiği pazar eki. Ek bir yorumda bulunamayacağım.
Neyse Luciano Santos bu dizide Missie adıyla boy gösteriyordu. Kölelere acıyor, binbir iyilikte bulunup yardım ediyordu. Bi de babası var idi bunun ki Missie ne kadar iyi ise babası o denli eşşek sıpası idi. Albay Ferera namlı bu şahıs kölelere türlü eziyetler eder, imkan buldukça onları kırbaçlar, tecavüz eder, çocuk düşürürdü. Akşam vakti evine gelir, grand tualet yatağa girer karısıyla sohbet ederdi. Karısıyla ettiği bu yatak sohbetleri bazen 3 bölüm boyunca sürerdi. Karısı da elemanın birine aşık idi ama kimdi hatırlamıyorum.
Baba ile kızı arasındaki bu kontrast üstünde dönen dizide Bastio, Osebyo, Hose Kutinyo gibi abuk subuk isimler telaffuz edildiğinden günlük hayatta esmer vatandaşlarımıza "Hose Kutinyo baksana buraya ekikiki!" diye hitap edildiğine sık sık rastlamıştım.
Neyse dizi bütün yaz boyunca sürmüş, en sonunda köleligin kaldırılması sonucu madden darlanan Albay Ferera'nın gizli altınlarını yanmakta olan bir samanlıktan 5 bölüm boyunca çıkarmaya çalışıp mevta olması ile son bulmuştu. Albay Ferera'nın karısının gizli aşığı ile olan ilişkisi ise saçma salak bi yerde kalıştı. Ben de üç sene sonra başıma güneş geçip hafızamın bir bölümünü kaybedene kadar merak edip durmuştum.