Rubic's Cube
- Yahu bunun bir ismi var mıydı? Dur şimdi anlatıcam hemen hatırlayacaksınız: Hani bir küp vardı, her bir yüzünde de çeşit çeşit renkli dokuz kare. Bu küp şeklini oluşturan, şu anda anlatmayı beceremediğim düzenekleri çevirerek küpün her yüzünde aynı renk kareler meydana getirmeye çalışırdık. Ulan amma zordu. Ben sadece oynaması zor sanıyordum, anlatması da zormuş. Hatırladınız di mi? Hani kırmızı, yeşil, mavi minik kareler. Çevir babam çevir. Ulan şunu da çevir olacak... Ah be bu sefer burada bir kırmızı kaldı... Çevir baba, orayı da çevir. Yaaa! Neydi ismi onun?
- O bahsedilen renkli kutunun adı "Sabır Küpü" idi. Karelerin üstündeki yapışkan bantları söküp, sonra tekrar düzgünce yapıştırarak, Hobaa çözdüm, diye hava atanlar da olmuştu. Tabii yutmadıydık.
- Bahsettiğin renkli kutu bulmacanın adı, Rubic's Cube. Tahminen Rubic adında bir gavur bulmuştur.
- O mereti adı Rubik diye okunan, (bi de yazılışını hatırlasam) adamın biri yapmıştı. O nedenle; Rubik Küpü denirdi. Daha sonra, o adi herif bi de birbirini misina ile tutan sekiz parçalı, yassı, dikdörtgen şeklinde başka bi alet yaptı. Bi tarafında yanyana üç halka vardı. Öbür tarafındaki karışık şekli iç içe geçmiş halkalar haline getirmekti amaç. Bu defa alet piyasaya çıktıktan bir ay sonra çözümünü açıkladı ama; millet kafayı kırmasın diye.
- Kimisi o küpe "Sabır Küpü", kimisi ise "Sinir Küpü" derdi. Yabancılar "Rubic's Cube" diyorlardı. Ben de, "Can Sıkıntısı" diyordum. Lisedeki bi çocuk, iki dakikadan kısa zamanda bitirir, hatta istersen isminin her harfini bir yüzüne yazardı. "Hangi harfi ne renk istiyon?" diye sorardı bi de utanmadan. O kadar sordum, söylemediler nasıl olduğunu. Varmış bir numarası ama bir türlü bulamadım. Ben de parçaladım can sıkıntısı küpü. Sonra parçaları uygun yerlere getirip yapıştırdım. Bi daha hiç bozulmadı! :)