zuxxi.com//sinema|geyiks

WiseGuy

Hikaye Bunlar

Uçakta

Lise yıllarından bir hikaye. Birkaç zıpır arkadaşımız bir hocanın dersinden kaçmayı adet edinmişlerdir. Bu hoca derslerini zaten tahtaya bakarak anlattığı için, sınıfla ilgilenmemekte, böylece arkadaşlarımız pencereden bahçeye atlayarak emellerine ulaşmaktadırlar. Gün olur devran döner, yine bir gün hocanın ders vakti gelir. Arkadaşlar çantalarını hazırlamış aportta hocanın sırtını sınıfa dönmesini beklemektedir. Hocanın dönmesiyle önce çantalar pencereden aşağı bırakılmaya başlanır. Ama oda ne? Hoca sınıfa döner ve bunları çantaları atarken yakalar. Sormadan edemez. "Olum napıyosunuz siz?" En fırlaması istifini bozmadan atmaya devam eder ve cevaplar: "Hocam irtifa kaybediyoruz!"

Belediye Otobüsleri

Hani ön kapıda nerdeyse bit kadar bir yazı vardır "Binilir" yazar. Ordan binmeye çalışırsıın. Ama zaten otobüs tıklım tıkıştır. Binsen akordiyon kapının önünde kalırsın. Şöför kapıyı kapatmadan kendini içeri atıp elini kolunu sıkıştırmadan ayakta durmaya çalışırsın. En komiği de şöföre biletini attiğını göstermeye çalışmandır. Hani bak bu benim biletim, benim elim, ben atıyorum dercesine gözünün içine o kalabalıkta bakmaya çalışırsın. Daha sonra şöförün "gardeşim bilet bileeeettt!" diye bağırmasına maruz kalmamak için. Bir yandan da "zırnnn zııırrrn" diye bir ses gelir. İstanbul belediyesi dilinde bu, arkalara ilerleyelim, demektir. Ya da şöför sağlı sollu ilerleyelim gibi harikulade bir cümle kurar. Ulan tam bir çıtırın önüne denk gelmişiz bir de ilerlemek ne demek oluyor diye düşünmeyen erkek yok gibidir. Nafile ilerlersin. Üç durak sonra "inilir" kapısından uçbin kişiyi aşıp sağsalim inmek için. Ama eminim o özel halk otobüslerine binenlerin coğu amerikadaki herhangi bir eyalette düzenlenecek rodeo yarışmasında derece alması mümkündür.

Erovizyon

Salondaki adamın puanları on dilde söylemesini kim unutur? Englınd nayn poyints, angle nöf puen, lingilterra nove pointe, frens tu poyints, frans dö puen, türki nah puen. Hala aramızda bu tür konuşmalar espri konusu olmaktadır. Dö puan mö puan vs...

Big In Japan

Güzel şarkı idi. Hala çalınır. Hiç unutmam, lisede din dersinde iki kız arkadaşımız söylediydi de hocamız da el çarparak tempo tuttuydu. Gözlerim dolar hatırladıkça. Ey gidi koca Alfavil.

Çivi

Öncelikle zeminin yagmur sonrası ıslaklığında olması lazım. Herkesin bir çivisi olur, inşaat çivisi makbuldür. Yukarıdan çiviyi fırlatarak çamura saplarsın, diğer arkadaşının etrafını çevirmeye çalışırsın. Asıl önemli olan teneffüsün bitiş zili çalınca aceleyle çamurlu çiviyi ceketinin cebine koyarsın, sona unutursun eve gidersin. Annen bi güzel haşlar seni.

Atom Karınca

Bu güzelim karınca, başında kendinden büyük kaskıyla ve üzerinde "A" yazan üniformasıyla dünyamızı kötülüklerden korur, her filmde yeni bir kötü adamı yerle bir ederdi. Acayip hızlı hareket eder, fır fır dönerdi. Dövdüğü adamların çoğu karıncayı görmezdi ama olsun biz görüyorduk ya... Atom Karıncaaaaa, diye bağırınca bilirdik ki yeni bir görevi ifa etmeye yola çıkıyordu. Fena film deildi hani ama ne zaman Beşiktaş'lı Rıza'ya atom karınca demeye başladılar, o zaman soğudum işte be abi...

Şokella

Bir de tüpü tersinden açıp şokellayı yemek vardır ki, burdaki hazzı anlatmak kelimelerle tarif edilemez. Yanaklarının kenarlarını yırtılmasını göze alabiliyorsan bir seferde maksimum şokellayı ağzına sıkabilirsin. Hmmmmm mmmmm mmmmm nefiss nefissss…
  • Anlat Bakalım - Analyze This

    De Niro Aglamayi Bilmiyo mu?

    Bir kere De Niro'nun aglamayi bilmemesi gibi bir durum soz konusu degil. Mantik olarak bir mafya babasi aglamasi bilmez zaten. Ikıncısı ise Cemsit arkadasa katiliyorum, bu filmi komik bulmayanlar ben ce Polis akademisi veya turevleri disinda birsey seyretmesinler. Tamam kurgusu tam oturmamis ama yine de lezzetli...ben sezonun iyi filmlerinden biri diyorum. ( eger beni takan varsa tabi...)
    Puan: 8
  • Matrix - The Matrix

    Niye 9 verdim?

    Bakin simdi filmi bayildim, fekat diyaloglar konusunda Ugur'a katiliyorum. Ya durup durup "I know kung fu" demezmi, bana turk filmlerini hatirlatti. Bir de film boyunca Neo abim "what who which what kind of where" gibi soru bir suru salak soru sordu. Ama yine de kendimi filme kaptirdim. Hatta Neo dan hizli oldugumu bile iddia edebilirim. Bilmem farkettiniz mi? ama siz bu yaziyi okuyana kadar ben coktan gidip cisimi yapip geldim.
    Puan: 9
  • Amerikan Pastası - American Pie

    Eglendik!

    Yani kalkipta izlemeye gitmezdim beles olmasaydi, ama gittim de eglenmedim mi? Eglendiiiiiiiiimmmm. Hadi hadi hazir bulmusken beles filmi gidin de gorun,ama anne-baba-kardes ile gitmenizi tavsiye etmem. Ozellikle bir erkekseniz, kizkardesiniz sizin gencliginizde yaptiginiz garip numaralar konusunda fikir sahibi olacaktir. Bu sizi rencide edebilir.
    Puan: 6
  • Altıncı His - The Sixth Sense

    Celiski

    Hemen ustumdeki cagla arkadasima sesleniyorum. Git gor guzel kardesim, cunku sonunu soyleselerde film de oyle bir celiski var ki, filmin tamamini gormeden bu celiskiyi anlayamassin. Bazi arkadaslar bunu farketmis anlasilan, ama 3 yukaridaki ajdalover arkadasimiz gibi patavatsizlik yaparak filmin ozunden bahsetmemisler. Bir de Haley Osment denen velet su diger unlu cocuklarin pabucunu dama coktan atmis. Dusunun ki psikolojik sorunlari oldugu dusunulen bir cocugu canlandirmak nasil bir oyunculuk ister? O mimikler, o bakislar... Aslinda cocuga oscar vermek lazim.. Nota gelince, Shymalan'in senaryosundaki celiskiye bir cevap bulamadigimdan 2 puan kiriyorum...
    Puan: 8
  • Taksi - Taxi (1998)

    Eglencelik

    Senaryosu Luc Besson'un olunca karşıma bir Leon ya da benzeri film çıkacak zannetmiştim. Heyhat! Tamamen farklı. Hani nefes almadan hızlı konuşan tipler vardır ya, başroldeki adamda öyle işte.. Belki dublajda öyle yaptılar bilemiyorum ama ben sevmedim. Ne dediğini anlayana kadar sahne geçiyor. Çekimler çok iyi ama. Komik sahneler de var ustelik... Vaktiniz varsa seyredin..Ama çok birşey kaçırmadınız..
    Puan: 6
  • Baraka - Baraka

    GÖRSEL BİR ŞÖLEN

    Yıllar yılı sinema eleştirmenleri gibi yazmak istemişimdir. Alın işte bir daha yazıyorum. Tam anlamıyla görsel bir şölen. Kaçırmayın!
    Puan: 10
  • Olağan Şüpheliler - The Usual Suspects

    NEFİS!

    Akşama program yapmayın. Yemeğinizi erken yiyin. Çerez merez alıp film esnasında ses yapmayın. Bu filmi seyretmek herkese nasip olmaz. Yahu, daha evimde DVD player ve de DVD rom yokken gidip bu filmin DVD'sini aldim. Varın siz düşünün bundan gerisini...
    Puan: 10
  • Sırlar Oteli - The Million Dollar Hotel

    For the first time...

    Allah için hayatımda ilk defa bir Wenders filmi seyrettim. Bundan sonra giderken, dikkat edicem., çünkü adam o güzelim senaryonun içine etmiş, Bence başka bir yönetmen, bu işi daha iyi kotarırdı. Mekanlar karanlık. Diyaloglar ise aklını yemiş insanlar arasında olabilen olağan diyaloglar diyorum. Mel Gibson'a ajan skinner karakteri oturmamış. Filmi tek kurtaran yanı senaryosu ve müzikleri. Zaten film vizyona girmeden albümü alıp bir hafta boyunca dinledim. Başarılı diyorum. Bono sayesinde puanı haketti. Filmin devam ederken salondan çıkan arkadaşlara da bir çift lafım var : Ne kadar eğilseniz de kıçınız ve başınız ekranda gözüküyo. Haberiniz olsun.
    Puan: 7