zuxxi.com//sinema|geyiks

cidomido

Sonu Gelmeyen Espriler

kendini de..

herkes bi örtmeninden muhakkak şunu duymuştur deil mi ya: - çocum defterin nerde? - evde unutmuşum örtmenim. - kendini de unutsaydın o zaman!

Siyah Beyaz TV

ilk açtıımızda bikaç dakka ısınmasını beklerdik. önce derinden bi ses ve beyaz bi ekran olur, soora ses gittikçe çoalır, görüntü gittikçe netleşirdi.

Siyah Beyaz TV

eski televizyonnarda sekiz tene kanal düümesi olurdu, bunnara çat çot basardık. tek kanallı dönemde dier yedi düümenin işlevini bittürlü annayamamıştık, hatta kanal ayarı yaparken annemin "ikiden de ara, ordan daa iyi çıkabilir" yönlendirmeleriyle dier kanallarda bulduumus aynı yayınlar arasında "burda azcık daa iyi galbaa" filan gibi ironik seçimler yapmaya çalışırdık!

Defter

Eskiden şimdiki kadar çeşni çeşit yok idi. Herkeşin, üstünde "okul defteri", "lise defteri" ve/veyaahutta "hariita metod defteri" yazan defterleri war idi. Defterlerin arkasında bi de çarpım tablosu bulunur idi. Bunlar laacivert ya da kırmızı (yegaane!) kap kaıtlarıyla annelerimiz tarafından özenle kaplanır idi.

Çorap

kilotlu çorabı çıkarırsın paketinden, güççücük bişeydir o anda, "olum bu bana olur mu?" diye her sefer tereddüt edersin, ama nafiledir bu endişen, çünkü alet çok esnektir ve zart diye olur hakket. giyer çorabını gidersin işine gücüne. soora akşam eve geldiinde çıkarırsın çorabı, şöyle bi kaldırıp bakarsın, çorap bacaklarının şeklini almıştır: ayaanın, topuğunun, en komiği de dizlerinin kalıbı çıkmıştır. çorabın o süklüm püklüm haali pek komik görükür. ilaahi çorap...