Tanrım, özenti nelere kadir..
Cotton Mary'i akademide izledim... nokia sağolsun..
Hindistan'da ingilizlerin sayesinde "farklı bir şekilde" doğan ve bunu her fırsatta ifade etmekten çekinmeyen Mary'nin tüm çabası "asil ve gururlu" bir ingiliz olmaktır... Hastanede hemşire olarak çalışırken önüne gelen fırsatı kaçırmaz ve bir ingilizin (Lily) evine çocuk bakıcısı olarak kapağı atar... İngiliz olmak ve onların yaşantısını yaşamak Mary'nin zihnini o kadar meşgul ederki bu uğurda her türlü fesatlığı yaratmaktan geri durmaz... Evin kurulu düzenini istediği gibi değiştirmek çabasından tutunda ev sahibesi kadının elbiselerini giyip onun gibi kuaföre gitmeyi bile olağan hale getirir... Sonunda gerçekle yüzyüze gelir... Mary ne kadar kendini zorlarsa zorlasın "asla" bir ingiliz olmaz çünkü o bir "anglo-ingiliz"dir ve öyle kalacaktır...
Filmi izlerken, Hindistan'ın ingiliz sömürgesi olduğu zamanlardaki fakirliği, ilk başlarda çok işleniyor ve sizi sıkıyor ama kaliteli bir film izlemek için oturduysanız biraz dişinizi sıkmanız gerekiyor... Hindlilerin garibanlığı yerine (kolay kolay elinizin altına hemen gelemeyecek) hind kültürünü nefis bir şekilde işleyen sahnelere takılabilirsiniz... Film bitip salonu terkedince pişmanlık duymayacağınızı düşünüyorum en azından hind kültürünü ve bizim de bocaladığımız az gelişmişlik serancamını iyice algılamış olursunuz... Beğenirseniz birde Vassiliki'yi tavsiye edeceğim... Kitap okumanın zor geldiği bu yıllarda ve mevsimlerde Cotton Mary size birşeyler kazandırabilir... Attila İlhan'ın kulakları çınlasın...(?) İzlediyseniz paylaşalım... esen1973@hotmail.com
Puan: 8