Hiçbir özelliği olmayan bir film. Vassiliki denilen köylü bir kadınla bir onbaşının(her neyse) aralarındaki sözümona aşkı anlatan , daha doğrusu anlatmaya debelenen vakit kaybı hadisesi...
Hiçbir anlamı olmayan ve anlamsız yerlerde karışınıza çıkan sevişme sahneleri, kötü diyaloglar ve tutuk görüntüler... insan şöyle kurguyu canlı tutar... ölü ölü ölü ... akdeniz kültüründe bir sıcaklık arıyorsunuz.. yer yer karşınıza çıkıyor ama... beklediğiniz kadar değil... başka arkadaşlar ne düşünür bilmem ama... ben hiç hoşlanmadım... yiğidi öldür hakkını yeme.. Vasilliki güzel kadın :)
bu filme gitmiyen nolsun... :)
şaka bi yana;
Kurgusal açıdan çok kötü olsa da içerik olarak başlarda vuran özgün , nesnel reaktif güdümleme ortalarda hafiflese de bu kez bizi içsel olarak bir insanın sıradan korkularından varabileceği psikopat aklının zincirli ahengine götürüyor. Bir çocuk bu piskopatik zihniyeti kuracak kadar zeki ise kendini oradan kurtaracak ahlaki değeri de yaratabilir güdümlemesiyle yaklaşan saygıdeğer dedektifi takdir etmemek mümkün değil. Zira filmin sonu türk filmine benzese de .. "doğru bildiğini kimse değiştiremez".. düşüncesi akıllarda ruhsal armonimize katılmış bir nakış olarak işlemekte ...
tarihin karanlık sayfalarında dostoyevski yönetmen olsa idi ne yapardı dedirtecek bir alegori
Yapanların ellerine sağlık .. aferim!