3 Hafta İnatlaştıktan sonra...
Filme gidelim diye yalvarıldım.Gitmedim.Direndim.Ada bak:Dövüş Kulübü!Bir hatun olarak,özellikle de Vurdulu kırdılı filmlere dayanamayan biri olarak(ki 2 adet Jackie Chan filmi de seyrettirildim ve beğendiğim halde kimseye itiraf etmedim!!!!)Adı böyle olan bir filme gitmem onca zamanlık inadıma ters düşmek olurdu.Bilseydim....Bu kadar etkileneceğimi bilseydim,gala günü ilk matinede yerimi almaz mıydım!!!!Edward Norton'un her şeyin o hatun yüzünden olduğunu söylemesine dair varsayımımdan başlayayım:Kadın görüldüğü gibi tüketim toplumuna ait bir birey tiplemesinden son derece uzak bi tip.Edward'ımızsa tam tersi.O kadınla karşılaşıyor,ve bence bu karşılaşma da onun içinde uyuklayan 'düzene karşı'Tyler tipini yüzeye çıkarıyor.Çünkü hatun ancak Tyler gibi bir tipe uyacak bi hatun:Vahşi,aykırı,Kafadan kontak.Bu karşılaşmanın dönüm noktası oluşturduğunu düşünüyorum.Tüketim toplumu eleştirisi,biraz kör gözüme gözüme şeklinde sunulmuş.Yani embesil bile neyin eleştirildiğini anlar.Ama asla batmıyo.Film çok fazla başarılı olsa da,yukarıda yazan ve filmi son derece beğenip 'şiddet öğesi falan yok diyen arkadaşlardan biu noktada ayrılmak durumundayım.Şöyle ki;evet böyle bi film halkımı derinden sallayıp ellere makinalıları ellere kapıp sokaklara dökülme dürtüsü uyandırmaz belki ama,Amerikalılar gibi cinnetin ince hat sınırında gidip gelen insanların yaşadığı bi ülkede hafiften patlar.Bekleyelim görelim,zaman kimi haklı çıkarır...En son bahsettiğim istisna yüzünden filme 10 değil 9 veriyorum.
Puan: 9