zuxxi.com//sinema|geyiks

Fenman

Dallas

Aile büyüklerimiz Dallas'ta tanıdığımız tipleri başka bir film veya dizide görünce "Aaaa bu Boby, Aaa bu Pamela vs." derdi. Hadi hadi, kandırmayın kendinizi, bizler de dedik işte. Ayrıca Dallas'taki oyuncuların gerçek adlarını kaçımız biliyor?

Doymayanlar

Fuarlarda, bütün standları tek tek dolaşarak eline geçirdiği her broşürü torbasına atan "doymayan" adamları vardır. Fuarın içeriğiyle uzaktan yakından alakaları yoktur. Avlanmaya çıkmış avcı edasıyla işlerini bitirir ve giderler. Topladıkları broşürleri ne yaptıkları bilinmemektedir. Ayrıca, davetiye bulamadıkları zaman para vererek girdikleri vaki değildir.

Umumi Tuvaletler

Kızlarla otururken tuvalete gitme olayı da bir gariptir. Bir kız tuvalete gitmek istediğinde "Lavaboya gitmem lazım" diyerek kalkar. "Tuvalete gitmem lazım" dese "sıçmaya gidiyorum" gibi anlaşılacağını düşünmesinin getirdiği saçma sapan kibarlıktır. Tabi aynı ortamda erkek milleti de bu kibarlıktan etkilenip "Lavaboya gitmem lazım" demek zorunda kalır. Kız milleti, sözüm size, şunu doğru düzgün söyleyin, ayıp mayıp değil.

Berber

Koltuğa oturulur, saç yıkanır. Berber sorar: - Abi ne içersin? - Bi çay alıyim... Kesme başladıktan sonra çay gelir. Bir yudum almamız için berber hafiften geri çekilir. Yudum alınır, bardak bırakılır. Berber devam eder. 30 saniye sonra göz çaya takılır. Berberin boş anından faydalanıp çaya doğru hamle yapılır ve bir yudum daha alınır. Bir sonraki yuduma yeltenmeden önce hafifçe şöyle bir his sarar insanı; "Yav zırt pırt çaya uzanıp berberi kıllandırmayayım". Çayın çabuk bitmesi için bu seferki ve sonraki yudumlar büyük alınır. Ağız yanar, çaydan bi'şey anlaşılmaz. Bir daha berber koltuğunda çay içmeye tövbe edilir.

Otel

Otele yerleştikten sonra dışarı çıkacağım zaman oda anahtarını resepsiyona verirken kıllanırım kimi zaman "acaba odaya girip eşyalarımı araklarlar mı?" diye. Ellerinde yedek anahtar olduğunu bilmeme rağmen bu salakça düşünceye kapılırım. Hadi anahtarı verdin, senin yerine gelip birisi anahtarını istese, alıp odana girse ne olacak? Ayrıca anahtarlıkları metalden ve kocaman yapmalarının müşteri yanına alıp gitmesin diye bir önlem olduğunu da düşünmekten kendimi alıkoyamam. Offf, "Otel paranoyası" diye birşey varsa budur herhalde.

Dolmuş

Taksim-Sarıyer minibüslerine özel işaret dili vardır. Kimi minibüs Beşiktaş'a kadar gittiği için araca binmeden önce nereye gideceğimizi belirtmenize yarar. Otostop hareketinin 2 ayrı versiyonu bu işte kullanılır. Eğer Beşiktaş veya daha önceki bir mevkiye gidecekseniz yeri, Taksim'e gidecekseniz kafanızı işaret edersiniz. "Bu yolların adamıyım" edasıyla yaptığınız bu hareketin her zaman işe yaradığını görmekten garip bir haz duyarsınız.

Halay Çekme

Halaybaşının eline mutlaka mendil veya peçete aldığını göz ardı etmemek lazım.

Ders Dinleme

"Cins" tabir edilen hocaların dersi dinlemediğine işkilllendiği öğrenciye "Hey, sen! Söyle bakalım, en son ne dedim?" diye sorması ve elemanın "kem küm" ile geçiştirme denemesinin başarısız olması nedeniyle zılgıt yemesi öğrencilik hayatında derin bir yara bırakmaz mı? Pişkin olanlarda bırakmaz, ayrı mesele.

Çok vermişsin'ciler

- Abuzittin abi, bak Nokia 4569 aldım, 250 kaat... - Oooo! Oğlum çok vermişsin. Git Doğubank'a, 150 kaada bulmazsan gel yüzüme tükür. - Abuzittin abi, Nokia'yı sattım, Doğubank'tan Panasonic LS 23 aldım, 200 kaat... - Oooo! Oğlum çok vermişsin. Git Tahtakale'ye, 120 kaada alamazsan parasını ben vericem. - Abuzittin abi, Panasonic'i sattım, Tahtakale'den Ericsson W70 aldım, 150 kaat... - Oooo! Bak yine çok vermi... Ahhhh, ne vuruyon yav? İyilik de yaramıyo valla...

Teksas

Çizgi romanların tamamı için "Teksas-Tommiks" ikilisinin kullanılması bir deyim gibi yerleşmişti dilimize.

Üniversite sınavı kursuna gitme

Lise sona gelince çoğumuzun karşılaştığı bir "mecburi hizmet"tir. Cumartesi-Pazar erken kalkma zorunluluğunun kızgınlığıyla bir önceki sene haftasonları geç kalkmanın keyfi anılır. "Kurs bitince haftasonları paso uyuycam" andı içilir ama sonra unutulur. Okuldayken mazbut olanlarda bile "Nasıl olsa parasıyla geliyorum, hoca bir bok yapamaz bana" düşüncesinin hasıl olmasıyla bir yaramazlıktır başlar. Kursta rahatça sigara içilebildiği için okuldayken tuvalette sigara içmenin verdiği heyecan yaşanmaz. Kursu kırmayı alışkanlık edinenler arasında puan barajını geçebilenlerin fiks okulu açıköğretim'dir.

Gırgır

Senelerce yüzümüzü gülümseten dergiydi. Zamanında kardeş dergi Fırt ve rakip dergi Çarşaf vardı. Dünya çapındaki mizah dergilerinin satış miktarlarına bakıldığında, ABD'nin Mad ve SSCB'nin Crocodile dergilerinden sonra 3. sıradaydı. (ne kültürlü adamım yarabbim). Utanmaz adam, En kahraman Rıdvan, Eşşek herif, Cörk ve Avanak Avni unutulmaz tiplelerindendi. Sonra bir alavere sonucu Gırgır sahip değiştirince yazar-çizerleri ayrıldı. Kimisi Gırgır'ın kurucusu Oğuz Aral eşliğinde Avni dergisini, kimisi Limon dergisini çıkardı. Gırgır kaldı ama artık eski Gırgır değildi. Alınmamalıydı, alınmadı da.

Tahmin Ettirenler

Bu insanlar, yaptıkları işi marifet saymaktan (çoğu zaman da abartarak) ve karşısındakini tahmine zorlayarak şaşırmalarını görmekten büyük zevk alırlar. Üstelik tahminiz cevaba göre daha şaşırtıcıysa bozum olurlar. Yahu, hem zorlayarak can sıkıyorsun, hem de bozuluyorsun. Sormasan daha iyi değil mi? Neyse, ben sinirlenmeyeyim, siz de aşağıya buyrun. - Abi, dün Taksim'den Bostancı'ya arabayla kaç dakikada gittim bi tahmin et bakalım. - Ne bileyim yav? Uğraştırma beni, sen söyle. - Abi sen bi tahmin et, arkasından söyliycem. - Peki peki... 35 mi? - (Gevrek gevrek sırıtarak) Yok canımmm... 14 dakika sonra pijamalarımı giymiş oturuyordum evde. ----------- - Geçen gün bir oturuşta kaç bira içtim tahmin et bakalım. - 15 - (Kısa bir sessizliğin ardından yarım ağızla) Şeyyyy... 12 içmiştim ama yaklaştın.

Ben Demiştim'ciler

Bir derdinizden bahsettiğinizde söylediğinize söyleyeceğinize pişman ettirirler. Cümleye "Ben demiştim" ile başlamaları farzdır. "Ama dinleyen kim?" ile bitirmeleri de tuzu biberi olur. Bu tümcelerin arasına da önceden söyledikleri gerekçeli kararlarını koyarlar. Artık ağzınızla kuş tutsanız sorunun asıl sebebinin o olmadığına ikna edemezsiniz. - Geçen gün TEM'de giderken araba bozuldu. - Ben demiştim "o kadar hızlı kullanma" diye ama dinleyen kim? - Yav midem fena kaynıyor. - Ben demiştim "o gofret bozuk, yeme" diye ama dinleyen kim?

Çay İçme

Alkolikler gibi "çaykolikler" vardır. Çaykoliklerin ince belli bardakta isteme ve haşlama çay içmeme gibi katı ilkeleri olur. "Abi çay içmeyince başım tutuyor" sözü memleketimize özeldir ve nedense garipsenmemektedir.
  • Aşk Zamanı - Hua Yang Nian Hua

    Aşk filmlerini sevenler gitmesin !

    Başlığa bakıp da şaşırmayın. Bildiğimiz sulugöz aşk filmlerinden değil. Vallahi ben de aşk filmlerini pek merak etmem. Çünkü; gidişatın veya bitişatın (biliyorum, "bitişat" diye bir kelime yok ama kafiye olsun diye uydurasım geldi :) ) ne olacağı malum. Konuyu bu filme bağlarsak ne gidişat, ne de bitişat (bak yine yazdı kerata :) ) klişe değil. Filmin tanıtımını TV'de gördüm ve "Bu filme gitmeliyim" dedim. İzleyen birinden fikir almadan ve sadece tanıtımını görerek gitmeme rağmen, hayal kırıklığına uğramak bir yana, büyük haz duyduğum ve dimağımda yer eden filmlerden biri oldu. Yönetmenin yaklaşımı ziyadesiyle takdire şayan, oyuncuların performansları çok iyi, çekimler harika, müzik seçimi nefis... Bu methiyeleri, "uzakdoğu" dan gelen bir film olmasına bağlayarak ve affınıza sığınarak bir espri yapayım: "Capon yapıyo abicim" :) "İZLEMEYEN OKUMASIN" paragrafı açıp çok etkilendiğim iki enstanteneyi yazmak istedim. Birincisi; Kadının "Metresin var mı?", İkincisi; adamın "Senden ayrılmam lazım" cümlesiyle başlayan sahnelerin bir prova olduğunu anladığım anda yaşadığım hezeyan çok hoştu. Basit bir fikir denebilir ama oldukça etkileyici biçimde işlenmiş. Esasında böyle filmleri anlatmak için tümceler kifayetsiz kalıyor. Çünkü duyulan hazzın izahı çok zor. Hani daha önce hiç yemediği yemeği birine tarif etmenin zorluğu vardır ya, hah, işte aynen öyle :) Biraz sulandırarak anlattım ama gerçekten fazlasıyla kayda değer bir yapım. Laf olsun diye kullanmadığım bir klişeyle yazımı bitireyim; gerçek sinemaseverler kaçırmamalı...
    Puan: 10