Ayaktakımı

Riff-Raff

1990

Ortalama Puanı: 7.7

Öykü

İskoç asıllı Steve cezaevinden henüz çıkmış bir hırsızdır. Yeni bir hayat kurmak ister. Hayalleri hiç de büyük değildir aslında; bir iş, kafayı sokacak bir ev, insan yerine konmak... Londra'nın kuzeyinde bir inşaat alanında iş bulur kendine. Fakat inşaat işçiliği bir daire kiralamak için yeterli parayı kazandırmamaktadır. Kendisine tıpa tıp benzeyen bir grup "ayaktakımı" ile birlikte terkedilmiş bir binaya yerleşir. Kısa süre sonra Susan ile tanışır. Kocaman sevgisi olan fakat pek yeteneği olmayan işsiz bir şarkıcıdır Susan. Steve, Suzan'ın güler yüzüne aşık olmadan edemez ama hayatı ne kadar zorsa bu aşk da o kadar zor olcaktır.

Notlar:

  • Senaryo film gösterime girmeden hayatını kaybeden eski bir inşaat işçisinin kaleminden. Bu filmi acayip gerçekçi bulanlar, sebebini buna bağlıyorlar.
  • 1991 Cannes Film Festivali'nde Loach'a FIPRESCI Ödülü kazandırdı. Avrupa Film Ödülleri'nde ise en iyi film seçildi.

İzleyenler ne demiş?

  • class wars

    İzlemeyen okumasin

    böyle dolu filmler iyi geliyor insana, azıcık da olsa etrafa bakışımız değişiyor/ yontuluyoruz. uyuşturucu, sosyal haklar, ilişkiler, sınıf çatışmaları,',, filmin bahsetmediği değinmediği nokta yok. ne kadar çok fazla ciddi ve zor konulara değinse de loach işin içinden çıkmasını genelde becermiş. "uyuşturucu batağını da acıcık anlatalım ulan!" deyip gaza gelip kurguyu mahvetmemiş, tüm bu değindiği konular uyum içinde ilerliyor. açıkçası ben kadının kadrajda olduğu zamanları pek sevmedim çünkü "ayaktakımı" elemanların renove edilen binada çalışmaları, her türlü muhabbetleri, siyah-beyaz ayrımı yapmadan işçiyiz/ kardeşiz dayanışması hayli eylenceliydi. özellikle larry'e tutuldum. inanılmaz bir kişilik. steve ile susan arasında şöyle bir diyalog geçiyor, aktarayım: susan: sen hiç depresyona girer misin? steve: sabahın köründe kalkıp yemek yiyebilmek için işe gidiyorum. depresyona ancak orta sınıftakiler girebilir. ... filmin sonunda steve ve diger bir işçi tarafından yapılan anarşist eylemin kötü işverenlerinin ölümüyle sonuçlanıp filmin bitivermesini ilk başta hiç haz etmemiştim lakin sonrasında düşününce neden ken loach 'a tekrar 'baba' diyesim geldi anlatayım: hatırlayacağımz üzere bir adet de işçi yetersiz güvenlik önlemleri nedeniyle binadan düşüp ölmüştü, haksız yere işten çıkarmalar oluyordu, düşük maaş falan alıyorlardı bunların üzerine kundakladilar zaten. loach'ın burda demek istediği aslında bir nevi eşitlik olmadan anarşi var olmaya devam edecek, insanlar ölecek, kargaşa oluşacak. bunları engelleyebilmek için de bu filmde gördüğümüz işveren tiplemesinin olmaması gerekiyor heralde, daha adil çalışma ortamları falan. ciddiolmusbuyazifazlasiyla.
    Puan: 8