Dünyanın Tüm Sabahları

Tous les matins du monde

1991

Ortalama Puanı: 8.0

Öykü

17. yüzyılın efsanevi barok bestecisi ve violonsel üstadı Sainte Colombe, 1660 senesinde eşini kaybeder. Hazin olayın ertesinde kendini kızları Madeleine ve Toinette'ye adar, onlara hem analık hem de babalık eder. Kendini adadığı bir diğer şey ise müziğidir. Evin bahçesine yaptığı minik bir evcikte dehasına deha katar. Yıllar geçer, çocuklar büyür... Colombe, müziğini kimseyle paylaşmasa bile milletin ağzı torba değildir ki büzüle. Şöhreti saraya kadar ulaşır ve sarayda çalması istenir. Lakin bu teklifleri elinin tersiyle iter. Bu sırada 17 yaşındaki hevesli delikanlı Marin, Colombe'dan kendisine violonsel çalmayı öğretmesini ister. Colombe ise sadece enstürman çalmasını değil Marin'e hem erdemi hem de gerçek müziği öğretmek için kolları sıvar. Fakat Marin şöhret olma hırsıyla bezenmiş bir kişiliktir ve kendisi evin artık serpilmiş kızları için hayli bakılası bir güzel adamdır.

Notlar:

  • Pascal Quignard'ın romanından uyarlama.
  • 92 yılında 11 dalda Cesar Ödülleri'ne aday gösterilmiş, bunlardan yedisini silmiş süpürmüş: En iyi film, en iyi yönetmen, en iyi görüntü yönetmeni, en iyi müzik, en iyi kostüm, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi ses.

İzleyenler ne demiş?

  • sabahları kalkarken hep güçlük çekiyorum

    hani size "aşk da apayrı bir olay canım" dedirten filmler var ya hani, işte bu film de onlardan. aşk sainte colombe'a düşler gördüyor, kızı da bütün hayatını aynı adamı düşünerek geçiriyor bu "meret" yüzünden. ve işte her sabah aynı duyguyla uyanıyorlar bu kişiler. öte yandan bu film bana müzigin apayri bi yüzü olduğunu da hatırlattı. işte müzigi sirf nefsini tatmin etme işi için yapma. bana biraz sufileri hatırlattı bu mevzu. filmimiz ayni zamanda giderek manasizlaşan 17. yy fransa saray alemine de acicik goz attiriyor. bana o sahneleri patrice leconte'un "ridicule"unu hatirlatti. neyse gaza geldim ve bi şeyler yazdım. oldu bitti.
    Puan: 7