İnsanlık

L' Humanité

1999

Ortalama Puanı: 4.8

Öykü

Komiser olan Pharaoh sakin ve mütevazi bir insandır. Acayip duygusal bir adamdır. Komşu kızı seksi Domino'ya bitmek tükenmek bilmez bir aşkı vardır. Fakat Domino, Joseph isminde kaba saba, serseri bir adama tutkundur. Pharaoh'nun yaşamı hayli sıkıcıdır ve yaptığı işle pek bağdaşmaz. Pharaoh, küçük bir kızın tecavüz edilip öldürülmesi ile ilgili bir vakayı soruşturmakla görevlendirilir. Bu berbat soruşturmayı yürütürken içinde bir yerlerde var olan ümitsizliği ve suçluluk duygusu git gide su yüzüne çıkar.

Notlar:

  • 99 yılı Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü'ne aday gösterildi. Altın Palmiye'yi kazanamadı ama jüri büyük ödülü, en iyi kadın oyuncu ve en iyi erkek oyuncu ödüllerini aldı.
  • 2000 yılı İstanbul Film Festivali'nde Dünya Festivallerinden Bölümü'nde gösterildi.

İzleyenler ne demiş?

  • Fransızlar sanırım insanlık ve hayvanlık kavramlarını birbirine karıştırmışlar!

    Başta söylemek istiyorum ki idealim başarılı bir yönetmen olmak!Ama mecburiyetim ÜNLÜ olmak.Çok yetenekli ve kabiliyetliyim ama henüz yatenek ve kabiliyetimin ne olduğunu keşfedemedim ama bunlar beni özel kılıyor!İlerde çok yakında tüm Türkiye beni tanıycak ve gururla bağrına basıcak.Medyatik olucağım da su götürmez bir gerçek. Neyse şimdi konuya gelelim.Bu filme İstanbul Film Festivali çerçevesinde öyle büyük umutlarla gittim ki!Ve peşimdede bana inanıp güvenen 10 kişiyi sürükledim.Tabii ki Film Festivalindeki filmlerin ne kadar iyi olabileceğini kestirmek mümkün değil ama Cannes Film Festivali'nde 3 önemli ödül almış olmasını biliyor olmam beni cezbetti diyebilirim!Ama arkadaşlarımın günahı neydi!!!Neyse filmin baş sekansları gayet hoştu.Fransızların biraz daha sanat yaptıkları hissini sağlayan uzun ve ağır geçen,sanatsal görünen sahnelerden sonra olaya girebiliyoruz!Ve ana karakterleri tanımaya başlıyoruz yavaş yavaş..Daha gerçekçi,yalın ve sade görünmek adına çekilmiş olan,tek kelimeyle iğrenç olan sevişme sahneleri de işin cabası.En azından porno filmlerde kadın ve erkekler güzel ve yakışıklı olurlar ama bunda... Şişman kadınla çirkin erkeğin karmaşık ilişkisi ve şişman kadına platonik aşk besleyen moron görünümlü;karısını ve kızını kaybettiği için her şeyden kendini soyutlayan adamın ağır sekanslarla bezenmiş SIRADIŞI aşk öyküsü!Aman ne hoş ne hoş!Filmin sonunda filmden kendimizi zor dışarı attık. Filmden elimize kalan tek güzel ve hatırlanası olgu ise;60 saniye boyunca sarsıla sarsıla ağlayan bi kadının iğrenç traşsız bıd'ına bakmak,filmden çıktıktan sonra filmin ismini değiştirerek Bıd'ın Gözyaşları yapmak ve trajik olan bu film serüvenini komik hale getirerek ortaya trajediyle komedinin sentezlenmesiyle oluşan trajikomik bir tablo çıkartmak oldu.Benden bu kadar!Biliyorum çok eleştirisel yaklaştım ama kim takar ki zaten benim eleştirilerimi? Ayrıca bööle düşünüyorum yürekten!Bi kaç kişiye sinemasever diye yaranabilmek için tüm eleştirmenlerin beğendiği bir filme güzel demek zorunda değilim sanırım.Yine de beni okuma zahmetine katlanan herkese şimdiden kucaklar dolusu teşekkür!Bekleyin beni yakında bomba gibi geliyorum!!
    Puan: 1
  • güzel değil

    duygusallık diye birşey yok..
    Puan: 4
  • neydi o?

    Aman kardeşim ÜNLÜ yönetmenlik düşlerin adına bu filmi görmemiş ol lütfen.40 yıllık sıkı bir film seyircisiyim ,her tür filmi seyrederim ancak neydi bu?Su akar deli bakar bakışlı bir sürü insan,garip yürüyüşler,erotik olmaktan da uzak mide bulandırıcı sevişme sahneleri ,ağlayan bıdılar,bol bol yakın plan ense görüntüleri,müzik yok,kurgu yok,oyunculuk hiç yok,yahu ne var bu filmde?bir anlayan varsa yazsın buraya lütfen.Film boyunca yüreğimi bir el sıktı da sıktı,hani Fransızdır yapar dedik ama bu da abartmış .Kim ödül veriyor bunlara acaba,anneleri mi?İnsan ancak çocuğuna destek için oy varir böyle bir filme.İşin acınacak yönü ise,bu gibi filmlerin maalesef genç yönetmenlere örnek olması(özellikle Türk olanlarına)ve aynen bu gibi filmler çekmeleri.Bunun örnekleri var hadi isim vermiyeyim.Sinema meraklıları bilirler.Bir avantajı bedava olması,üç dört kişi,salaş bir KASABA,bir kaç hayvan,bir de ucuz kamera yeter,',,',,',,',,ama yetmiyor bilesiniz.Bu millet bile uyandı artık haberiniz olsun.Bakın biz birkaç uyanıktan başka giden olmamış.Kısaca sakın haaaaaaa gitmeyin,zaten gitseniz de bir şey anlayamayacaksınız.ÜNLÜ kardeş,görmemiş oldun di mi,senden umutluyum,beni utandırma.Güzel seyirler herkese.sıfır puan da yok ki vereyim...
    Puan: 1
  • bu kadar beklemiyordum

    ben yıllardır film izlerim özellikle duygusal filmlere bayılırım ama insanlıkta aradığımı bulamadım bence gitmeyin arkadaşlar umduğunuzu bulamazsınız
    Puan: 3
  • HeLaL Size

    Bu filmden çıktıktan sonra aklıma ilk gelen şey zuxxi.com daki bu sayfaya neler yazacagım oldu. Biraz düşündüm taşındım sonra girdim siteye.. Bi baktım ki ünlü ve mehli abilerim olayı aşmış bitirmişler, tüm duygularımı dile getirmişler. Bana sadece onaylamak kaldı. Helal onlara..:)
    Puan: 1
  • Sinamaya güzel vücutlar görmeye gitmeyenlere...

    Tek yönlü gelmiş eleştiriler hep bu filmle ilgili; oysa eleştirisini yazmaya üşenip puan vermekle yetinenler iyi bulmuşlar belli ki: Ortalaması fena diil çünküm… İşe bak ki, buraya yazan arkadaşlara rağmen ben de filmi başarılı buldum. Hem de tam onların beğenmediği yönden başarılı: İlla güzel popolar göstermesi gerekmiyor bence sinemanın –ve sanatın, genel anlamda-. Estetik kaygısını hepimiz iyi kötü taşıyoruz hayat içinde, doğru. Ama estetik diil işte her şey. Bilhassa “gerçek” estetik olmaktan uzak çoğu zaman. Herkesin göbeği sarkıyor sevişirken veya hepimiz aslında çirkin komşu kızlarına aşık oluyoruz. Hayat vasatı aşmıyor genelde; çoğumuz türlü kusurlarımızın gerçekliğini örtmeye çalışarak günlerimizi geçiriyoruz. Film bu gerçeklikleri kabul etmesiyle bana çok samimi geldi açıkçası: Küçük bir kasaba, sakin geçen hayatlar –öyle ya, bir cinayet bile çok heyecan yaratmıyor kimsede!-, yarı moron bir polis, komşunun çirkin kızı, kızın kendinden kısa boylu sevgilisi, homoseksüellikle “arkadaşlık” arasında gidip gelen libidinal ilişkiler ve cinsel organ… Gerçek bu diil de nedir ki başka? Hayat hep empoze edilen romantik kültürün sahnelerinden mi oluşur? Ben sevdim, illa güzel popo istemek gibi bir derdi olmayanlar gitsin…
    Puan: 7