Sıdıka
- Sıdıka evde kalmış "Klasik Türk Kızını" oynamaktadır. Tipik bir Türk ailesi (bir anne, bir baba, bir abi ve kahramanımız Sıdıka) dizinin anlatmak istediği asıl gerçektir. Babasının adı Zekeriya, annesinin adı Safiye, abisinin adı ise Samim'dir. Sıdıka okumak istemiş fakat okuyamamış bir kız olarak büyümüştür. Abisi Samim ise fırlama tipli mahallenin kabadayısı havasındadır. Babası çok tutucu olup annesi de Sıdıka'nın herhangi boş lafına dahi "Anneye .... denmez!" şeklinde çıkışmaktadır. Dizide ayrıca abisi Samim'in gittiği "Ninja Okulunun" hocası yer almaktadır. Dizideki en komik diyaloglar Samim ve Saygıdeğer Hocası arasında geçmektedir. Bu arada Kenar isimli bir şahıs da kahramanımız Sıdıka'ya platonik bir aşk duymaktadır ama bu aşkını anca telefonda anlatmayı tercih eder. (Büzük meselesi) Kenar'ın yanında Kanka diye tabir ettiğimiz Numan abisi vardır. Sıdıka'nın arkadaşı Ezgisu da dizinin önemli karakterlerindendir. Ezgisu bize her namuslu kızın dahi bir orospu arkadaşı vardır imajını vermektedir. Dizide göze çarpan en önemli hususlar şunlardır: - Samim'in favorileri - Saygıdeğer Hocasının "Bünye" kelimesi - Kenar'ın yavşaklığı - Zekeriya'nın tavla merakı - Soyadları olan Saka'nın nerdeyse her cümlede yer alması - Sıdıka'nın göğüsleri!
- Sıdıka bir TV dizisi değil bir yazı dizisidir. Sizi esefle kınıyorum. Bahsettiğiniz TV dizisi sadece konuların ekrana yansıtılmış halidir ve sırf komik olsun diye kasılmıştır. Sıdıka'yı vaktinde h.b.r. maymun dergisinden takip etmiş birisi olarak diyebilirim ki yazıları da dizisinden daha komiktir. Annesi de her fırsatta Sıdıka'ya terlik fırlatır. Sıdıka'da her hafta o haftanın Türkiye gündemiyle veya Türk ailelerinin alışkanlıklarıyla dashak geçilir...
- Sıdıka'nın annesi Safiye'nin Şadan adında, şu anda (o anda) İspanya büyükelçisi olan ilk aşkı vardı. Şadan ile evlenmemiş, Zekeriya ile evlenmiş olması sebebiyle Safiye birçok kez pişman olur, Sıdıka'nın omzuna yaslanıp ağlardı. Bir de unutulmayacak bir komşu vardı. O komşunun her zaman ocakta yemeği olurdu. Saka'ların evinden her zaman "ocakta yemeğim var" diye aceleyle çıkardı. Birkaç kere evi yaktığı doğrultusunda rivayetler vardı. Bi de Sinop'tan gelen Sıdıka'nın teyzesi vardı (adını hatırlamıyorum). Koca dayağından kaçıp Sinop'tan İstanbul'a gelirdi.
- Atilla Atalay yazardı. Hıbır'da okurdum. Sonradan bir sürü Sıdıka kitabı çıktı, hepsi de çok güzeldir, alınız, okuyunuz. Nedense dizi fazla tutulmadı, hep abuk saatlerde veriyolardı, bi türlü izleyemiyodum.
- Dizide Sıdıka nın abisi, favorili, zeki sayılabilecek ve yavşak bir tiptir. oysa gerçekte (yazı olan) bıyıklı, salak ve kıro sayılabilecek bir mahalle delikanlısıdır. es geçilmemesi gereken bir ayrıntıdır. Hatta dizinin tutmamasına neden olan şeylerden biri de budur kanımca
- Sıdıka'nın babası Zekeriya Amca ve Samim sarı-lacivert renklere gönülden bağlanmış kimselerdi.
- -Ay abi zaman zaman sen mi akıllısın yoksa akıllı bilet ak-bil'mi şüpheye düşüyorum. (nedense Samim'in teşekkür ettiği konuşması) -İçeride kaldığın sürede bir uygarlık kurulabilirdi abi (Samim'le tuvalet önü klasiği) -Hayat felsefesini elindeki kağıttan bakıp okuyan biriyle evleneceğimi düşünmüyorsunuz heralde (kendisini istemeye gelen ilk talibi hakkındaki görüşü) -Safiye:kız sen niye sabah sabah ütüyle kovaladın abini? Sıdıka:valla ben de bilmiyorum,bu sabah biraz sinirliyim (ilk muayyen günü) - Safiye:Zekeriyağ bu kız evden kaçıcak galiba. Bana bugün "uzayda hayat var mıdır" die sordu. Zekeriya:Saçmalama lan ne kaçması...daha altı yaşında Safiye:Ne biliyim işte ben de her ihtimale karşı gözü korksun die "yok" dedim. Sorarsa sen de öyle de (ilk yanlış bilgilendirme) -cık böyle olmayacak...Okuyup biran önce kendimi kurtarmam lazım...Bu evde yangın merdiveni bile yok (gece konuşması , gerçeği farkediş-yaş 8) yaa işte böyle...