İngiltere'den ithal edilmiş dikkat programları da vardı eskiden. Ekmek kızartma makinasını kahvaltı bıçağıyla tamir etmememiz gerektiği gibi bir çok bilgiyi canlandırmalar ve grafiklerle izah eden programlardı bunlar. İşin canlandırma kısmında rol alan oyuncular, bile bile havuzda boğulurlar, prizlere parmaklarını sokarlar, az önce tereyağı sürmek için kullandıkları bıçakları elektrikli aletlerin hassas yerlerine sokarlardı. Çok korkusuzdu bu adamlar (veya çok salak). Olayın sonunda yere yığılıp biri tarafından ilk yardım yapılmasını beklerlerdi. Bu anda grafikler çıkardı meydana. Küçük bir adam silüetinin üzerinde kocaman bir ok işareti yanıp sönmeye başlardı. Bip bip bip bip sesini, spikerin, "Bu adam şoka girmiştir.", "Bu adam boğulmuştur." gibi sözleri takip ederdi. Bizler ekran başında "Öyle mi? Vah vah. Allah taksiratını affetsin işşallah." derken gavur boş durmaz, ilk yardım tatbik ederdi. Olay ambulansın ulaşmasıyla son bulurdu. Bunaltıcı şeylerdi bunlar ama izlerdik işte.