Altınmış. Peh. Hiç de altın değillerdi dostlar. Böylesine sert çizgilerle belirlenmiş karakterlere illet olmayı adet edindiğimiz bir döneme denk gelmişti. Haydi tanıyalım onları:
Blanche: Kafayı erkeklerle, seksle, yatakla, dolayısı ile Yataş'la bozmuş (Reklamlarımızı hatırlayalım), seksi olduğunu düşünmekten hoşlanan karakterimizdi; aynı zamanda benim favorim. Diğerleri gibi yaşına uygun konularla ilgilenmez, hep belden aşağı takılırdı. Arkadaşları tarafından sık sık alaya alınmasına rağmen o dönemde arkasındaydım, şimdi de arkasındayım.
Rose: Daha önce anlattık; her komedi dizisinde bir salak karakter bulunmalı. İşte bu dizininki Rose idi. Çoğu zaman yanlış anlar, şaşkınlık eder, diğerlerinin, "Şşş Rose... Sapıttın yine" diye sert çıkmalarıyla utanır, salaklığını kabul eder ve susardı. Bazen bölüm sonlarına doğru zihni açılır, bomba gibi yorumlarla konuya açıklık getirirdi. Bu da onu salak görmeye alışkın izleyici için keyifli bir oyun olur, dizinin seyredilebilirliğini arttırırdı.
Dorothy: Aman aman. Karttı biliyor musunuz bu Dorothy. Türk olsaydı, komşu ailenin çocukları tarafından "Evde Kalmış" olarak tanımlanır, ve hatta belki de bu kavram bu kadın sayesinde oluşurdu. Asabiydi bi kere, herkese hayt huyt eder, "ben bilirim" yapardı. Upuzun boyu, koca ayakları vardı. Kıldı.
Anne: Anne'nin ismini hatırlayamadım iyi mi? Ona artık anne diyeceğiz. Bu anne sevimliydi, iyiydi, hoştu, yatarken bile çantasını kolundan çıkarmazdı da; çok tehlikeli bir karakter tipini oynardı: "Ohh lafı nası gediğine koydum" meraklısı bir tip. Senaristler tarafından kayırılan bu yaşlı teyzemiz bölüm boyunca önüne kim çıkarsa bozardı, onları mal yerine koyardı. Yıllar sonra buradaki karizmasını kullanarak Sylvester Stallone ile "Dur anne ateş etme, şeytan doldurur" isimli filmde oynadı. Yaşasın başarısız oldu.
Bir ilginç ayrıntı ise benim ufakken bu diziyi çok sevmemdi. Büyümüşüm, şimdi bir araba laf ediyorum. İnsanoğlu nankör.