Bir çocuğun Oya Küçümen dublajıyla "Baba beni maça götürsene?" demesi üzerine, babanın "Oğlum büyümüşte maça gitmek istermiş." diyip oğlunu gıdıklamasıyla başlardı herşey.
Baba, hamile olmasını nedense anlamamız gereken annenin bakışları arasında oğlunu bir seferde 40 maça birden götürür (zira maça gitme sahnesinde 40 a yakın takım görürdük ayrı ayrı sahnelerde), çocuk büyük ihtimalle babanın bu gereksiz işgüzarlığından kıllanıp yorularak eve döndüğünde anasına sarılırdı.
Baba oğlunun bu efemine tavrına şaşırır, annenin hamile göbeğine daha bir zuum yapılırdı. Ben bu filmin etkisiyle ilk kez maça gittiğimde bir seferde 40 ayrı takımın maçını izleyemeyişime çok üzülmüştüm, çocuk belli ki çok şanslıydı, ama topoşun tekiydi. Hep öyle düşündüm, düşüneceğim.