Lastik
- Bu oyun da sadece kızlara mahsus bir şeydi. Yani ben öyle biliyorum. Öncelikle iki kız ayaklarına iki ucu bağlanmış bir don lastiği geçirirlerdi. Sonra üçüncü şahıs gelir, 'birler','ikiler' diye lastiğin üzerinde ecübik hareketler yapardı. Ne var ki 'altılar'a felan gelince lastiğin yüksekliği artar, kimse burayı geçemezdi. Geçmeye kalkışanlarsa genellikle düşer, eve ağlayarak, yüz göz bok içinde giderlerdi.
- Şimdi lastik diyip geçmeyelim lütfen. Çok önemli bir oyundu kızlar için. Evet kabul ediyorum bayaa bir salakçaydı ama hangimiz diyebiliriz ki çocukken aşırı zekiydik, hep monopoly oynardık, hiç salaklık yapmazdık :) Bazen iki kişi olurduk. Mendebur oyunda, biliyorsunuz en az üç kişi lazım. Böyle durumlar için zeki bir arkadaşımız (kim ben tanımıyorum) çok güzel bir çözüm bulmuştu; lastiğin diğer kısmını ağaca bağlamak. Lastiği ağaca her düğümlediğimizde açamazdık ve bişeyle kesmek zorunda kalırdık. Bu yüzden o iğrenç kirlenmiş pis lastik bir de düğüm düğüm olup, daha da bir iğrenç olurdu. Şimdi anlıyorum annemin neden onları attığını.
- Bu oyunun erkekler üzerinde de büyük etkisi vardır. Kızlar teneffüslerde oynarken, o lastiğin üzerinden hoplayıp, bacaklarının arasına alınca bi köşeye dizilmiş oğlan cocukları birbirlerine dirsek atıp gülüşürlerdi; "Aha göründü lan göründü." diye.
- Sokakta arkadaşlarla saatlerce bıkmadan usanmadan ip atlardık. Yeni alınan ayakkabılarla ip atlamak gerçekten çok zevkli olurdu. Bi de oyun bittikten sonra lastiğin o gece kimde kalacağı gibi bi konu vardı ki ona hiç girmiyorum, lastik için ettiğim kavgaları utançla hatırlıyorum arkadaşlar. Kendime de ayrı bi lastik almayı akıl ettikten sonra, geceler de zevkli hale gelmişti benim için. İp atlamak için üç kişi lazım olduğundan ve o saatlerde gereken iki kişiyi bulamayacağımdan bi sandalye ve zavallı kardeşimle hallederdim bu işi. Kardeşim ben istemiyorum diye ağlamaya başlayınca da onu döverdim, yazık saatlerce gıkını çıkarmadan, ayağında lastikle dikilirdi, ben de çılgınlar gibi eğlenirdim, ne günlerdi be. Bu arada sevgili kardeşimle bu konuyu iyice büyüyünce konuştuk da "çok salakmışım ben " dedi bana, cidden öyleydi.