zuxxi.com//sinema|geyiks

Akhenaton

  • Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike - Star Wars Episode I - The Phantom Menace

    ayip etmisler Yoda hocaya! May the force be with him!

    Simdi ben diyorum ki, bu filmde biraz herkesin gonlunu hos tutmaya calismislar. Lucas abimizin bir ara agzindan kacirdigi gibi ilk once 0-12 yas grubu memnun birakilmaya cabalanmis. Bu Anakin tipli cocuk bizim cocuklugumuzdaki "Aglayan Cocuk" portresindeki kerata gibi, 0-12 yas grubuna dahil olup da bir nevi komplekslerini yenememis zavalli yavrularimizin bir sure gipta ederek hayalleyecekleri bir tip. Obi Wan da bir arkadasimizin burada belirttigi gibi acaip asosyal takiliyor, salak arada yas farki fazla olmamasina ragmen gizli kraliçe acik secik bir afet Padme'yi 8 yasindaki bir cocuga kaptiriyor gozgore gore. Bunun yasliligi da boyle sessiz sakin gececek kesin. Jar jar binks icin ne diyeyim ki, allah dusmanima vermesin, Lucas abim bi ara McDonalds'ta cocuk parkina fazla takilmis anlasilan. Kirmizi kafali mahlukat da cok beceriksiz cikti, olm insan iki numara cevirir, filme adini yazdirir be. Toplasam 10 dakikalik bir agirligi yok filmde, Jar Jar bile ondan cok carcar etti filmde.Ama Palpatine pasaya helal olsun, yere bakan yurek yakan, isini biliyor, bakalim ilerde daha neler cevirecek, daha kimleri kukla edecek kendine. Qui-Gon'a ise fazla deginmeyeyim, Gerard Depardieu oynasa daha karizma yapardi ama bu herif de iyi dik duruyor, kamburunu gostermedi kimseye. Sonuc olarak benim kendi finalimde ustunde durmak istedigim de zaten bu cam yarmasi herifin koca Yoda hocaya ragmen bu Anakin denen altin suyuna bandirilmis cocukta inat etmesi. Keci sakalli herif bu yuzden promosyon alip Jedi yonetim kuruluna girememis, bu bi yana ama kendisinden yaklasik 3 yuzyil buyuk Yoda hocaya saygi da buyuk kusur etmis, iste filmin bi suru ivir zivir tezati arasinda en yakisiksiz olani bu. Simdi not verecegim, bakiyorum puan listesinde notlarin ifade ettigi degerlendirmelere, bu kadar yazdim, batirdim olayi ama eh ne de olsa biz de hep "aglayan cocuk" portresinde kendimizi gormek isterdik. Lezzetli degildi ama bir daha izlerim.
    Puan: 8
  • Anlat Bakalım - Analyze This

    helal Ghostryder!!!

    dun aksam gittik filme, hayatimda belki de ilk defa bir sinema salonunda bu kadar yuksek sesle guldum, geceyarisi seansinda olmamiz, sinemada fazla insan olmamasi da cabasi, ohh! espiriler basitti, evet ama ucuz degildi, De Niro aglama sahnelerini hic becerememis ama olaya bir butun olarak bakinca muhtis keyif verici bir film. De Niro ve Cristal tam bu rollere bicilmis kaftan. Bir de cocuklugumda televizyon basinda Jery Lewis filmlerine bu kadar guldugumu hatirladim. Cristal'in sevgilisini oynayan sarisin Friends dizisindeki aptal rolunden fazla siyrilamamis ama yine de bir gomlek daha akilli. Cristal'in oglu ise ustunde daha fazla durulabilecek bir karakter olabilirdi, senarist (belki de) yonetmen bu olayi gozden kacirmislar. Cocuk tam firlama potensiyelli bir arkadasimizdi. Baslik attik "helal Ghostryder" diye, unutuyorduk. Cunku hastanedeki sahnede rola alan doktoru cidden ben de bayagi Mustafa Sandal'a benzettim ama yanimda hep yabanci arkadaslarim vardi ve maalesef Musti geyigi donderemedim gecenin bir yarisi, hala icimde kalmis demek ki, Ghostryder; you... you are something! Puan degerlendirmelerine bakiyorum ve sirf "feciii" kelimesini barindirdigi icin buyuk bir gonul rahatligiyla 10 veriyorum. Bu aksam Blair Cadisindayim, yarin gorusuruz, eger hayatta olursam!
    Puan: 10
  • Amerikan Pastası - American Pie

    aglasam sesimi duyar misiniz?

    Vay be, zuxxi gene yaptin yapacagini cyber alemde bir onculuk daha gerceklestirip milleti sinemalara goturdun. Hocam biz en son ne zaman sinemaya gittik, elimizde fistik, altimiz da yastik, ne zaman? Neyse kendim agliyacagim, sizi de aglatmayayim. Ama bana cidden gina geliyor arkadaslar, boyle yurtdisindan takilmak buralara, sonra da sizlerin organizasyonuna "gecen bir tren" gibi bakmak zorunda kalmak koyuyor adama. Bak millet nasil da eglenmis toplu halde. Yakinda hali saha maci da yaparsiniz herhalde, boylece gundem yazilarina malzeme cikarir zuxxi usta. Yav ben simdi kalksam bu filme gitsem kac yazar, "Anlat Bakalim"daki doktorun Mustafa Sandal'a benzedigini bile paylasamam yanimdakiyle be! Ah ulan zuxxi, gordun mu yaptigini, bir organizasyon yaptin, ben desorganize oldum. Ama, ama yine de tebrikler, sapka cikariyorum sana, bu web denen seyi guzel bir amac cercevesinde bir arac olarak bu kadar faydali ve uretken kullanabildigin icin. Ve bu yuzden, ama sirf bu yuzden ben bu sefer notumu sana veriyorum, cunku feciiisin! uzaktan honkurmenin bir ise yaramadigini anlayamayan uye eNdeR.
    Puan: 10
  • Dövüş Kulübü - Fight Club

    SIDDETE CAGRI

    Gazetelerde uretici firmanin filmin gosterimini Littleton katliamindan sonra bir sureligine erteledigini okudugumda ilgilimi cekmisti bu film. Amerikan filmlerinin "temel icgudu"lerinden biri olan siddet olgusu ustune kurulmus bir film; cok farkli bir filozofi. "Seven" gibi cogumuzu epey etkileyen filmin yonetmeni David Fincher bu sefer de yine "hasta ruhlu" bir film yapmis ve tabii ki o "hasta ruhun" yansittigi "sorumsuzluk" had safhada; filmin bir de cagrisi var; "siddete cagri". Zaten "club" felsefesinin arkasindaki cok da gizli olmayan bu bir araya gelip de faaliyet gosterme istegi yok mu? Genel damak tadi, estetik ve moral degerlerinin cok uzaginda, (kisisel gorusum cok pislik) bir film Fight Club. Filmin senaryosunun kaynagin olan oykunun yazari Chuck Palahniuk bir roportajinda : «Cogumuz icindeki hayvansal icguduleri unutmus yaratiklariz" diyor, zavallim Turkiyemdeki ve Amerikadaki gencligin haline bakarak konusuyorsa cok aldaniyor, bunu da bosverin "hepimiz icinde biraz hayvansal icguduler olan insanlariz" dahi diyemiyor. Ingiltere'de filmin iki sahnesine resmi sansur uygulanarak ancak yayinlama izni veriliyor. Kimi neden mi korumaya cabaliyorlar?. Gunde ortalama 87 kisinin silahla olduruldugu, yillik silah ticareti hacminin 200 milyon silahi buldugu bir ulkede sinema kendine daha baska nasil bir konuyu secsin ki. Iste yukarda "temel icgudu" derken bunu anlatmak istiyordum. Baska bir ornek Walt Disney (kurulusundaki nedeni ve hedefledigi kitleyi sanirim yazmam artik ayip olur) piyasaya cikarttigi bir oyunun adini "Killing Mrs Tingle" (Bayan Tingle'i oldurmeli!)dan, sadece adi bile ne kadar siddet icerdigini yansittigini icin, "Teaching Mrs Tingle" (Bayan Tingle'i egitmeli!) seklinde degistirmek zorunda kaliyorsa ben artik daha ne yazayim, dusunuyorum..... Aklima baska bir ornek geliyor 1994 yapimi Oliver Stone'un "Natural Born Killers" filmi. Bu filmin video kasetini seyrettikten hemen sonra degil miydi 18 yasindaki bir genc ve kiz arkadasi filmdeki sahnelerden birini uyguluyarak yasli bir adami oldurmuslerdi? Ertesi gun de 3 cocuk annesi bir kadini! Basligi neden mi "Siddete Cagri" diye koydum, cunku ben de biliyorum elbet bir film tek basina yukardaki orneklerin tek nedeni olmuyor ama unutmayalim ki bu tip filmleri alt alta koyunca kocaman bir "cagri" cikiyor ortaya, davetlileri ise aramizda "vaaav cok iyi abi ya!" deme cureti gosterenler. Son yillarda gordugum en siddetli film degildi tabii ki ama en asagilik, en hipokrit filmiydi. Verdigim notun neden "1" oldugunu artik merak etmiyorsunuzdur umarim.
    Puan: 1
  • Altıncı His - The Sixth Sense

    gittik, gorduk, begendik...

    Soguk bir kis gecesi, filmin orijinal versiyonu seyredebilelim diye saat 22 seansina gittik, disarda felaket bir yagmur, gittigimiz sinema cok sapik bir ara sokakta. Filmi gormeden birkac gazetede yazisini okuduk, daha Turkiye'de cikmamis, zuxxi sayfayi hazirlamamis... Oturduk, elimizde misirlarimiz taze, film basladi, bruce, karisi ve cocuk kahramanimizla tanistik, baktik film yavas yavas ilerliyor, bir saat gecti artik ne olucaksa olmali falan diyoruz, konunun islenmesi uzunca devam ediyor, ornekler cogaliyor falan, ustumuze uyku cokuyor. Iki onemli sorun var diye anliyoruz adamin olayini, bakalim nasil cozecek derken, iki dakika icinde hersey cozulmus oluyor, biz de "yuh be, oldumu boyle kolay, amerikali nede olsa, bruce willis" diye geyik yapiyoruz, "degdi mi simdi?" derken, sonra birden birsey oluyor (yav tamam dallamalik edip soylemek yok burda!) elimdeki misir kutusu yere dusuyor, "ohaaa abi" oluyoruz, butun salon ugulduyor, "hehe" diye sirityoruz pismis kelle misali "amerikan filmi oglum" ayaklari, klasik. Bu arada yanimdaki koltuktaki koca kari "beyfendi ne oldu? millet niye sasirdi falan" diyo, "bosverin, bir daha seyredin o zaman daha iyi anlarsiniz" falan derken filmin sonunda zaten romantizmin borulari patliyor, "vay be aska bak, kader, alinyazisi" gibi turk filmleri modunda bir suru kiz aglamakli, saygiyla karsiliyoruz, bruce abinin sikligini takdir ediyoruz, adama da takim elbise yaklasiyor, hele soyle ciddi ciddi "dinlemedeyim merkez, 1,2" triplerine indiginde. Ne diyelim, gidin gorun, sonundaki orijinallik sizi de sasirtsin "vay be nasil da bambaskaymis aslinda film basindan beri, hatta bak soyle soyle olmustu da ...." gibisinden exit/cikis tunellerinden gecerken, tramvay beklerken konusacak konunuz olsun. Zuxxi'ye not: being John Malkowich de iyi film usta, fazla bekletme yazacak ilginc seyler var! :))
    Puan: 8