tsunami

üniversitede elektronik dersinde asistanımız sağa sola giden ışığın çalışma şeklini bize uygulamalı anlatarak konuya bilimsel zeminde açıklık getirmişti. Kit'in çözebildiğimiz tek özelliği buydu.

Bir de hesaba itiraz edemezsin bu gibi durumlarda. Zira "Oha bir salata 2 milyon mu" demenin karizmada yaratacağı sarsıntı daha büyüktür. İçin yanarken renk vermeden ödersin hesabı kuzu kuzu. Sonra sorarsın bir şey içermisin diye.

Yaz gecelerinin kabusudur. tatlı tatlı uykuya dalmaktayken çıkarlar ortaya. O tiz ses kötü bir gece geçireceğinin habercisidir. Önce elinle bir kaç kere kovalarsın uykudan kalkmıyım diye ama ne fayda. İki saniye sürmez geri gelmesi. Üzerine üzerine pikeler yapar. Ulan em emeceğini de sittir git dersin. Amacı kan emmek değildir ki meretin seni gıcık etmek uyutmamak depresyona sokmaktır isteği. Kalkar ışığı yakarsın. Gözün ışığa alışana kadar saklanmıştır. Hadi buldun ve öldürdün diyelim. Kurtulduğunu mu sanıyorsun? Işığı kapatıp yattığında bir başkası vızıldamaya başlar. Bu işkence sürüp gider.

Bu gibi insanlar özellikle kısaltmalar konusunda çok maharetlidirler. Mesela CIA'in açılımı nedir deseniz hemen oracıkta 'Civil International of America" gibi simultane çeviri yapabilirler utanmadan. Bir de bunların yol tarif edenleri vardır. Mesela Birader Kaymakamlık nerde gibi bir sorunuza Düpdüz git abi veya Yukarıda kaldı galiba gibi cevaplar alırsanız hiç sallamayın yüreğinizin götürdüğü yere gitmeye devam edin.

Uydulu dikodırlı yayınlardan sonra evdeki uzaktan kumanda sayılarında da artış oldu. Biriyle sesini açarsın, öbürüyle kanal ararsın bir başkasıyla televizyonu açıp kapatırsın.