hollywood yaramazlarını es geçmek elbette olmaz. çünkü bizim gibi barbielerle büyümüş kızlar için ideal ve zaten grubumuzun da en çok etkisi altında kaldığı bi çizgi filmdi. tabi bunda bütün elemanların güzel ve yakışıklı olmasının da (bikaç istisna hariç) payı büyük. bi grup zengin amerikan evladının maceralarını anlatan çizgi filmimizde her ortamda olduğu gibi iyi ve kötü karakterler vardı. kötü karakter bianca dupri, enfes bi hatundu, beline kadar siyah dalgalı saçlar, yeşil gözler, pembe kıyafetler falan baya kıskanırdım nitekim. sarışın bi hatun vardı ki adı lars mı neydi, tabi ortamın iyilik timsali meleği, işte bütün kızlar o olmak için can atardı. ama çoğunlukla saç rengine göre paylaşım olduğu için o ben olurdum. herkes tilt olurdu. aslında ben en çok bianca olmak isterdim. Bi kere demeye kalkmıştım, herkes serseriye bak lars olmuş daha ne istiyo allahtan belasını mı türü laflar etmişti. bu larsın bi sevgilisi falan vardı bütün bölümler bu ikisinin aşk yaşamları ve biankanın bu çocuğu kapmak için ne kötülükler yaptığını seyretmekle geçerdi. bunların yaşları baya küçüktü ama babaları saolsun hepsinin canavar gibi paraları vardı. ne doğru dürüst okula giderlerdi ne de bişey, varsa yoksa gırgır şamata.