bizim bi abimiz vardı belediyede ve ilaçlama olayını o yapardı eski model bi kamyonetle. ama adamcaazın çocuklarla başı dertteydi. bi gün arabayı bizim ordaki kaavenin önüne çekti. çay içmeye inmişti. biz de yanına gittik ve hoşsohbet olduu için muhabbete daldık. birden gözüm arabanın kasasına takıldı. o duman çıkaran makinanın etrafı, kasanın kapaa falan her taraf gres yağı olmuştu. nedenini sorduk.
- veletler artık asılamıycaklar bu akşam arabaya.
mutluluğu gözlerinden okunuyodu. çünkü arabanın peşinden koşan çocuklarla verdii mücadele yüzünden iş yapamaz duruma gelmişti. öyle ki; ilçe sakinleri çocuklarına arabaya asılmamalarını söyliiceklerine, bizim muammer abiye; "amman biraz daha yavaş sür çocuklara bişe olmasın." diyolardı.
lafı fasla uzatmayalım. ertesi gün muammer abinin yüzü yine asıktı. sebebini sorduumuzda bize kamyonetin kasasını işaret etti. gördüümüz manzara karşısında donakalmış, hatta dumura uuramıştık. her tarafı yağlı kasaya gazete kaatları, eski bir kilim ve naylon serilmişti. evet biz bile o anda içimizden "vay eşşooleşşekler vay" diye geçirmekle yetindik.