General önemli bir şahıs değildi bence, oyuncağı hiç satmıyordu zaten. Ama kızı Tila inanılmaz güzeldi. Edım'ı ezer, Heman'e tapardı. "Edim sen uyurken Heman geldi bizi kurtardı" derdi, Edim da kızgın, "Söyle artık!" diye bağıran seyirciye dönüp küçük bir gülücük atardı. Tehlike varken hava kırmızı olurdu, olay çözülünce hava yavaş yavaş maviye döner, çiçekler açardı. Bir de Heman koşuşu diye birşey vardı, kolları iki yanda kasıp, durup sağa sola bakıp, hangi yöne gideceğine karar verip o yöne yönelmek. Vay be Heman, o yumruğu atardın dağı taşı kırardın, hayvan gibi ağırlıkları o kadar uzağa atardın ki herkes şaşkına dönerdi. Hayvan dedim de, bir de Hayvan Adam'a kilitlenirdim ben. Kötü Lin, Zıpzıp, Demirçene... Ne günlerdi.
Heman'in öğütlerine hep uydum ve mutluluğu yakaladım. Mutluluğu yakalayamayanlar, çizgi film kahramanından öğüt alamayacak kadar kibirli olanlardır.