Kitabını okumuştum ve açıkçası kitap insanı tokat yemişe döndüren bir kitap.
Dikkat edin kitabı seversiniz demiyorum belki de nefret edersiniz ama kesin olan bir şey var okuyanı serseme çeviriyor.
Her neyse zaten o kitabı okuduğum da bunun filminin çevrilemeyeceği yönünde bir kanı oluşmuştu kafamda.
Sinemaya filmi gelince de açıkçası fazla bir beklentim olmadan izledim filmi.
Kitaptaki birçok şey filme aktarılamamış. Bir de bunun üstüne sansür mekanizması girince film tüyleri yolunmuş bir tavuskuşuna benzemiş.
Sahneler arası bağlantılar olayın gelişimi vs. çok kopuk.
Başroldeki oyuncu aslında tam rolünün adamı olabilecek kapasitede ancak senaryodaki repliklerin beceriksizce yazılmış olması sebebiyle hep demeç veriyormuş gibi konuşuyor.
Ve ikinci karakter Tim de hiç olmamış.
Özetle filmi sallayın kitabını okuyun..
Çok başarılı buldum, filmle ilgili yorumları zaten yukarıda yeterince okudunuz, o yüzden fazladan birşeyler yazmayı düşünmüyorum. Fakat bir nokta aklımı gerçekten çok kurcaladı: Natalie bir sahnede -sanırım ayna karşısında dövmelerine baktıkları sahnede- kalbinin üzerini göstererek "burası neden boş?" diye sormuştu. Leonard ise "Orayı katili bulduktan sonrası için saklıyorum" şeklinde bir cevap vermişti.
Ve ilginçtir filmin son sahnelerinden birinde (siyah-beyaz, sevgilisiyle anılarını hatırladığı sahnelerden biri) leonardı sevgilisiyle yatarken gördük; kalbinin üzerinde "I've done it" yazıyordu!.. Doğrusu insanın tüylerini ürpertiyor. Daha da ilginç olanı filmden çıktıktan yaklaşık 15-20 dk sonra o yazıyı göğsünde gördüğüm aklıma geldi, ayna sahnesiyle bağlantıyı kurduğumda tam anlamıyla kafam karışmıştı. Çünkü mantıken sevgilisiyle birlikteyken dövmelerin olmaması gerekiyordu... Sanırım o anılardaki dövmenin Leonard'ın hayal gücünün oyunu olduğu açıklaması en akla yatkın olanı.
(Neden mi 9 verdim? 10'luk olan daha yapılmadı..)