"üç adım açılmak" denen olayı atlamak senelerini betonda top oynayarak, dizinde o çok derin olmayan ama sürekli yanan yaralarla dekore eden biçok mahalle topçusunu üzecektir. top frikik noktasına dikilir ve rakip barajın üstüne doğru adeta onnar orda diilmişçesine yürünür. kocaman üç adım atılır ve baraj göğüsle itmek suretiyle uzaklaştırılır. adımların büyüklüğünden şikayet edenler iki kere "o-ha" der.
penaltı vuruşlarında en bıçkın forvet oyuncusu sahne alacağından kalecinin gözü korkar. hemen içi rahatlatılır: "korkma olm, teknik vurcam".
mahalle maçlarında rastlanan pekçok tatsız durumdan sadece biridir kalecisizlik. herkes kendisini ispatlamak ve golleri yağmur edip yağdırmak istediğinden kimse kaleye geçmeyecektir. adil düzen ilk "kalede son" diye bağıranı kayırmaktadır. hemen arkasından gelen "son bir", "son iki" gibi çığlıkların sonunda artık son kaç olduğunun bir önemi kalmayan ağır kanlı arkadaş kaleye geçer. kaleci gerek iki golde bir, gerekse dakka ayrıyla eldivenleri bir sonraki arkadaşına teslim edebilir. nizam böyle emreder.