zuxxi.com//sinema|geyiks

tolgay

Osurma

Osuruk gazının yanıcı ve hatta zehirli bir gaz oldugunu önceden beri duyardım. Bir keresinde gelininin, osuruğuyla oğlunu nasıl sarartıp soldurduğunu anlatan yaşlı bir kadına rastlayıp oo-haa felan dediğimi hatırlıyorum. Metin Kaçan'ın meşhur "Ağır Roman" romanında da osuruğuyla bir kahvehaneyi ateşe veren bir herif olduğunu okuduğumda da inanmamıştım. Hatta okulda "Doğal Kaynaklar Ekonomisi" dersinde doğal enerji kaynakları arasında osuruk gazının sayılıp sayılamayacağını tartışıp, her bir osurukta ne kadar milli servetimizin havaya uçup gittiğini, bu milli serveti şişeleyip tasarruf etmemiz gerektiğini hocamızla tartıştığımızı bugün bile hatırlayabiliyorum. Osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur. Sevgi kelebeği gazman...