simdik
corpus arkadasa diyeyim once, robert altman'in "the player" (oyuncu) filminin
kurgusu aha iste aynen boyle. ben filmis seyrederken de dusunduydum "lam adam
oyuncu'nun kurgusunu copy-paste yapmis, puahahah" diye. ama olsun, film basariliydi,
her ne kadar bazi konusma, konusamama, mimik belirtme (ozellikle tom cruise'un
zirildama ile nefretini babasina kusma arasinda gidip gelmesi sirasinda) kisimlarinda
esneme nobetlerine tutulduysam da 3 saatlik bu film beni asla baymadi (ozellikle
ikinci yari surukleyicilik acisindan cok iyiydi) kurbaga olayina gelince, arkadaslar
boyle bi olay amerka tarinde bi kez olmus cidden bakin, orda hani bu firtina el nino
geyikleri cokca olur ya. heh iste onnardan birinde cok guclu bi hortum, buldugu
zevalli kurbaalar ve dahi kertenkeleler de dahil olmak uzere herseyi ordan orya
savurmus. sanirsan senarist bu enteresan olayi biraz abartarak (ulen bu hortum da amma
seciciymis, kurbaalari agarlik merkezlerini, kutle bolu hacim hesaplamalari yaparak
mi ayirmis da bizim adamlarin kafasina puskurtmus diye dusunuyon hani) filmine
yerlestirmis. bu da cok dogal, filmlerde her zaman olagan seyler gormek istemek sacmalik.
hayat zati yeterince banal oluyo, sinemanin ise bi sanat dali olarak bu tur abartilari
insanlara sunmaya hakki var. ay of iyi tras yaptim hade bakalim...
simdu oy veriyim:
Puan: 8