Öykü
Beth hepimizin beğenerek izlediği üç çocuk annesi bir kadındır. Sadece iyi bir anne değildir o. Fotoğrafçılık mesleğinin doruklarına tırmanmaya karar vermiş biridir. Güzeldir, akıllıdır, örnek eştir, başarılı iş kadınıdır, süperdir. Bir gün bir otel lobisinde kaşla göz arasında minik oğlu Ben ortadan kaybolur. Bu olaydan sonra yukarıda sayılan tüm özelliklerini yitirir ve bunalım kişi olur. Günlerce arar, aylarca arar, yıllarca arar ama bulamaz minik oğlunu. Ana yüreği kanamaktadır.
Dokuz sene geçer. Kapı çalar. Beth kapıyı açar ki karşısında oniki yaşında sırım gibi bir oğlan. Kapıdaki gencin ismi Sam’dir. Sam’in eski ismi ise Ben’dir. Yani bu kapıdaki Sam aslında 9 yıl önce kaybolan Ben’dir. “Ben” diye haykırır Beth heyecanla. “Sam” diye düzeltir eski Ben. Sam etrafına, ailesine bakar fakat ona bu insanlar bir şey ifade etmemektedir.
Hikayemizin en trajedik tarafı da Sam’in bu dokuz yılı annesiyle aynı kasabada geçirmiş olmasıdır.
Notlar:
- Jacquelyn Mitchard'ın romanından sinemaya uyarlanmış.