Öykü
Martin henüz delikanlı çağlarındayken kasabasını ve ailesini terkeder ve Paris'e yerleşir. Bu yezit Martin çok şanslı bir adamdır. Paris'e gelir gelmez şans eseri manken olur ve podyumlarda fırtına gibi esmeye başlar. Kimsesiz de değildir oralarda. Ağabeyi Benjamin'in evine gider, "Abi ben burada kaliyim mi?" der. Abisi de "Kal" der.
Benjamin evini Alice adında bir içim su ile paylaşmaktadır fakat doğası gereği bu sudan içmeyi aklına bile getirmez. Martin hiç vakit kaybetmeden Alice'e aşık olur, yine çok şanslıdır, karşılığını görür.
Tutkulu bir aşk başlar. Alice hamile kalınca Martin olayların ciddiye bindiğini anlar ve geçmişindeki bazı karanlık noktaları ortaya döker. Artık iki sevgili elele verip geçmişin yaralarını sarmaya hazırdır.
Filmde iki tane güzel insandan daha fazlası var mı merakla beklenmektedir.