Sekizinci Gün

Le Huitième jour

1996

Ortalama Puanı: 8.9

Öykü

Georges'un da içinde bulunduğu mongollar grubuna tedavi ve yaşam sunan bakımevinin periyodik tatillerinden birinde tüm mongol sakinler, tatillerini geçirmek üzere aileleri ile birlikte bakımevini terk eder. Georges bavulunu alır, annesinin ölmüş olduğunu kendisine bile söylemeyerek hedefsizce yola koyulur. Her güne, aynadaki iş dünyasında başarılı olmuş aksine gülümseyerek başlayan pazarlama teknikleri uzmanı Harry, karısının kendisini terk ettiği günden başlayarak yavaş yavaş dibe vurmaktadır. O sabah da ayna karşısında görevini yerine getirmiş, arabasıyla yola çıkmıştır. Kazasız belasız atlatılan minik bir trafik kazası sayesinde tanışırlar. Harry bu mongol adamdan bir an önce kurtulmaya çalışır ancak başarılı olamaz. Yersiz yurtsuz Georges Harry'ye takılmıştır bir kere. İkili arasında olağanüstü bir dostluk gelişir. Harry'nin hayatı kavraması elbette genç pazarlamacılara öğrettiği üstün pazarlama teknikleri sayesinde olmayacaktır.

İzleyenler ne demiş?

  • Luis Mariano...

    Sakın ha sevmem ben öyle zihinsel ya da fiziksel engelli biri ile sağlıklı birinin dostluk hikayesini diyerek gözardı etmeyin. İzlerken gözlerimin yaşardığını (tamam ya ağlamış olabilirim belki ama çok az. az yahu!) bilirim. Yok yok mongol birinin duygu sömürüsü ile değil; Harry arkadaşımızın güne çöpçülerle birlikte konteynerlere dambada dumbada vurarak başlamasına. Orjinal dilinde seyretme imkanınız olursa daha süper olur.
    Puan: 9
  • dokundu...

    Ben sevdim. Hüzünlü bir film ama komediye yaklaştığı anlar da var. Georges'in hayal gördüğü sahneler çok eğlenceliydi; özellikle de moğol atlılar müthişti. Öyle dümdüz ağlatmak için yapılmış film değil.(ağlatıyo ama..)
    Puan: 9
  • Harika!

    İzlemeyen okumasin

    Tabiki harika,insanı hüzünlendiren ve hatta ağlatan çoook güsel bir film. Mongol olduğu halde mongol olmayanlar kadar hoşgörülü, şeker bir çocuğun bir arkadaşlık kurma isteği. Bence çok harika
    Puan: 10
  • hatırladım şimdi filmi

    tv de izlemiştim gerçekten güseldi kafadan bi sekiz puanı koparır. beenmedim yerlerde vardı bu arada ama izlemeye değer
    Puan: 8
  • ben de

    geçen yıl tv'de izlemiştim. ben de ağladım finalinde. bir özürlünün yaşadıkları bundan daha güzel nasıl anlatılır ki( rain man'i izlemedim). buna 10 puan vermiycem de hankisine vercem.aslan georges.
    Puan: 10
  • Bildiğiniz filmlerden diil !

    Orijinal haliyle CNBC-E'de izledim... Film herkese tavsiye olunur... Sömürü felan diil! (İtiraf : Gözlerim doldu. Zor tuttum.)
    Puan: 8
  • Ben bu ayakkabıyı istiyorum! - Georges

    İzlemeyen okumasin

    şu ana kadar seyrettiim en perfect duygusal film.Özellikle Georges'un ayakkabı dükkanındaki hareketleri çok komikti. Ama film hem ağlatıyor hemde güldürüyor. İzleyin len işte...
    Puan: 10
  • maman,la plus belle du monde

    diyorum ki en iyisinden tipik modern bi fransiz filmiyle karshi karshiyayiz. chok guzel bi film bu. guzel hisler uyandiran filan. hihihi.
    Puan: 9
  • vay..!

    Bu ne sulu zırtlak bi filmmiş be kardeşim bir iki sene önce izler gibi olmuştum dur bi bakam şuna..
    Puan: 6
  • Çok dokunaklı !

    Düzenin sildiği kişilikler üzerine çok başarılı bir yapıt 'Sekizinci Gün'. Filmi birkaç kere izledim. Her seferinde çok duygulandım, hatta itiraf ediyorum, ilk seferinde gözlerim yaşlar içinde kalmıştı. Daniel Auteuil'ün çok büyük oyuncu olduğunu söylememe gerek yok herhalde ama mongol çocuk Pascal Duquenne de keza öyle. Zaten sanıyorum ikisi de bir yığın ödül aldılar bu filmdeki performanslarıyla. Filmi gerçekten hissedecekseniz ve aynı zamanda içerik üzerine düşünecekseniz izleyin. Hakikatten yüzde yüz konsantrasyonu hakediyor. İki alakasız adam arasındaki bu özel dostluk, herkese sevginin gücünü ve insan olmanın özelliğini gösteriyor. 10 az bile...
    Puan: 10
  • işte bu!

    kaç zamandır düşünüyorum bu filmin adını hatırlayamadım, zuxxi saolsun! Güzellikten öte bu filmi izleyince insan bir titreyip kendine geliyor, farklı bakmasını öğrenmiyor mu? yalnız bana olduğunu sanmıyorum.
    Puan: 10